Bir kere insan, deneme okumak
zorundadır. Deneme okudukça dilinin estetiğini, ahengini ve anlatım gücünü daha
berrak bir biçimde fark eder. Bir insanla konuşurken kelimelerin ne kadar
etkili ve yakıcı/yıkıcı olabileceğini, cümlelerin ruha ne kadar kuvvet verebileceğini
keşfeder. Denemeyi üç şey oluşturur: tecrübeler, fikirler ve hayaller.
Dolayısıyla her deneme, onu yazanın tüm sırlarını öyle veya böyle ifşa eder.
Şiir olsaydı, ima ederdi.Deneme bir enstrüman değildir. O, enstrümanların
meşkinin neticesidir. Deneme şu enstrümanlar vasıtasıyla bir esere dönüşür:
akıcı olması, kalıcı olması, sorgulayıcı olması. Bazen bir okuyucu, ne
okuyacağını tam olarak bilemediğinden denemeye bulaşır. Bu bulaşma, aynı
zamanda bir buluşmanın sesidir. Okuyucu deneme yolculuğunda bazen bir romanla,
bazen bir şiirle, anıyla, tarihle, coğrafyayla, biyografiyle, dinle, felsefeyle
buluşur. Topyekun bir buluşma. Dilin tüm dostlarının omuz omuza çalışması, bir
türküdür belki de deneme. Söylendikçe büyür, büyür, büyür.
Şehrimizi ve Mahallemizi Geri İstiyoruz - Oğuzhan Saygılı
Türkiye’de şehirlerimizin ruhu her geçen gün kaybolmaktadır. Mahalle
kültürünün, yeşilin, tarihi dokunun, parkların; betonlaşma karşısında sürekli
mağlup olması bilinen bir vakıadır. Bu sürecin geleceğimizi ipotek altına alma
anlamına geldiğini hepimiz biliyoruz. Zaman zaman bazılarımız bu duruma
hüzünleniyor, üzülüyor ancak mevcut gidişatı değiştirme ve dönüştürme
noktasında bir avuç dertlimiz dışında çırpınan, kafa yoran ve çözüm üreten
maalesef kimse yoktur.[*] Bu minvalde dertlilerimizden birisi de Yağız
Gönüler’dir.
Türklerin Şeytani Masalları ve Türk Kültüründe Vampirler - Şimal Özbek
Akademisyen ve yazar olan Seçkin Sarpkaya’nın Türkiye Sahası
Masal ve Efsanelerinde Demonolojik Varlıklar adlı yüksek lisans tezi 2017
yılında Türklerin Şeytanı Masalları Türk Masal ve Efsanelerinde Demonik
Varlıklar adıyla Karakum Yayınevinden çıktı. Türk Kültüründe Vampirler ise aynı
yayınevinden yazar, tarihçi ve akademisyen Mehmet Berk Yaltırık ile çıkardığı
kitabı. Bu iki kitap Türk halk bilgisi ürünlerindeki korku unsurlarını
çalışıyor, örnekler sunarak, karşılaştırarak, inceleyerek benzersiz iki çalışma
sunuyorlar.
Bozkır Orduları & Savaş ve Kuşatma Stratejileri - Ömer Karabayır

Bozkır toplumlarının yaşam mücadelesi sürekli araştırılır ve
irdelenir. Özellikle savaşlar ve yağma hareketleri en çok üzerinde durulan
konular olmuştur. Bu hareketlerin çeşitli sebepleri olmakla birlikte, bugün
olduğu gibi geçmişte de belli stratejiler ve kurallar içerisinde gerçekleştiği
malûmdur. Ancak işin strateji tarafına değinen eser sayısı maalesef yetersiz
kalmıştır. Geçtiğimiz Nisan ayında Karakum Yayınevi’nden çıkan Bozkır Orduları
Savaş ve Kuşatma Stratejileri, bu eksikliği bir nebze de olsa dolduracağını ve
yeni araştırmalara kapı aralayacağını düşündüğüm bir eserdir.
Dost A.Ş. - İsmail Biçer
Bir Şirketin Size
Para Karşılığında Dost Bulmasını İster miydiniz?
Toplumların işletme hastalığına tutulduğu,
devletlerin birer şirket gibi yönetildiği, insanların birbirlerine sürekli
"projen nedir?" diye sorduğu bir çağdan hiç şüphe yok ki insan
ilişkileri ve dostluklar da nasibi alacaktı.
Dostluk tıpkı Murat'ın kurduğu şirket gibi
insanların para karşılığında yakın dost tecrübesi yaşayacakları bir deneyim
olacaktı artık.
Şirketin adı çok netti: Dost A.Ş.
Türk Kültüründe Vampir: Her Türlüsü Bulunuyor Efendim
Korku temalı film olsun dizi olsun kitap olsun en sık
karşımıza çıkan motifler arasında hiç kuşkusuz vampir miti oluyor. Geceleri
aktif olan, kan emme eylemi ile akıllara kazınan, yarasa ile özdeşleşmiş habis
varlıklar. Dünyanın çeşitli kültürlerinde efsane ve çeşitli anlatılarda
kendisine yer bulmayı başarmış oldukça revaçta bir mit. Haliyle ülkemiz
coğrafyasında da konu edildiği yer ve zamanlarla karşılaşmak mümkün.
Karakum Yayınları etiketi ile piyasaya çıkan Seçkin Sarpkaya
ve imzasını taşıyan Türk Kültüründe Vampir adlı kitap vampir denen illetin
kültürümüzdeki yeri hakkında arşivlik bilgilere haiz. Nereden çıktığından tutun
nerelerde görüldüğüne, bu topraklarda ne gibi anlatılara meze olduğuna kadar.
Çeşitli referans ve tanıklıklar eşliğinde sürüp giden bir okuma mevzu bahis. O
zaman buyrunuz efendim diyor ve başlıyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)