Destan dediğimiz şey, sözlü anlatı geleneğinin bir diğer
ayağı. Tıpkı masallar gibi. Bir şeyi yazılı da olsa sözlü de olsa anlatır,
aktarırken ya bir yerden etkilenmiş oluyoruz ya da birilerini etkiliyoruz. Her
biçimde bir etkileme/etkilenme durumu kaçınılmaz. Dünya coğrafyasında her
türden anlatı geleneğinde bu birbirinden etkilenme, beslenme durumu görülür.
Sözünü ettiğimiz olay geniş kapsamlı araştırmaya müsait,
uçsuz bucaksız bir veri yumağı konumunda. Biz olaya Türk destanları
penceresinden bakacağız. Bunu yaparken de birçok yazarı etkilemiş ve bir hayli
kitapta izler bırakmış Kalevala destanından kıyaslama kısmında faydalanacağız.
Sözünü ettiğimiz konuyu Dr. Ali Osman Abdurezzak, Türk Destanlarından Kalevala
Destanına adını verdiği kitabında bir hayli derin bir biçimde ele alıyor.