Masallar Ne Anlatır? - Ömer Ünal

Masal, çocukların büyülü dünyalarına açılan kapının anahtarıdır. Çocuklar, düşler ülkesine yaptıkları yolculuklarda yanlarına alacakları sihirli bir lamba, uçan bir süpürge ya da halıyı sayesinde doğayı tanırlar. Korkularıyla yüzleşmelerinin ve daha sonra da o korkulardan sıyrılmalarının önemli bir aracıdır masallar. Albert Einstein, çocuklarınızın zeki olmalarını istiyorsanız onlara masal okuyun, daha çok zeki olmalarını istiyorsanız daha çok masal okuyun derken çocuğun zihinsel gelişimine atıfta bulunuyordu.


Günümüzde Batı, masalların değerini ve önemini fark etmiş durumda. Bu doğrultuda birçok etkinlik düzenliyor ve çocukların yaşlarına göre masalları uyarlayarak neşrediyor. Grimm, Andersen, Ezop ve La Fontaine masalları batılı çocuklara, okul öncesinden başlayarak anlatılıyor. Masal atölyelerinde ise yaşı geçkin bireyler de masal dinliyor hatta masal anlatıcılığının nasıl bir şey olduğunu öğreniyor. Biz de ise son birkaç yılda başladı bu uyanış. Özellikle Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Ana Bilim Dalının öncülüğünü yaptığı projeler, Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesinde düzenlenen etkinlikler sayesinde masala ciddi anlamda bir dönüş başladı. Anadolu’nun birçok yerinde hâlâ var olan masal ninelerini keşfedip, onları çocuklarla buluşturmak yeni yeni masallar derlemek, öğrenmek ve öğretmek kutsal birer vazife aslında. Masalların içerisinde sadece çocuklara ders vermeyi amaçlayan ögeler bulunmamaktadır. Masalı, sadece didaktik açıdan ele alırsak yanlış yapmış oluruz. Masallar,  içerisinde barındırdıkları motifler ve kalıplarla anlatılageldiği coğrafyaların, milletlerin kültürü hakkında bizlere önemli ipuçları da sunmaktadır. Özellikle, bireyin doğuştan getirdiği korku dürtüsünü en yalın şekliyle görebiliyoruz masallarda. Cadılar, devler, gulyabaniler, cinler, periler ve daha niceleri aracılığıyla karanlık ve kötü tarafa nice göndermeler yapılır masallarda ve genellikle de iyilerin kazandığı bir serüveni okuruz. Kibritçi Kız masalında olduğu gibi ölümle, hüzünle sonuçlanan masallar olsa da geneli sonsuz bir mutluluk vadiyle biten masalların bizdeki durumu ise şimdilik oldukça kötü birkaç yayına emanet. Oysaki Anadolu/Türk masallarını yayımlamak büyük bir titizlik istiyor. Çoğu çalışma çocukların ilgisini çekmeyecek şekilde çok basit birkaç çizim eşliğinde hazırlanmış. Akademik çalışmalar ise sadece araştırmacıları ve akademisyenleri ilgilendirecek boyutta kapalı ve işlenmemiş durumda. Peki, ne yapılabilir?

Küçükken masal dinlemeden büyümüş çocuklar, kedi resmini bile cetvelle çizer diyor şair Cemal Süreya. Türk eğitim sistemi içerisinde masalın yeri nedir? İçerisinde batılı birçok figürün bulunduğu, Hristiyan ve Musevi âlemine hitap eden motiflerin dans ettiği masalları alıp çok basit ve yanlış bir çeviriyle çocuklarımıza okuduğumuzda neyi sağlamış oluyoruz? Kendi öz kültürümüzü, inanç sistemimizi ve değer yargılarımızı aktaracak olan Anadolu masallarını ötelemeye daha ne kadar devam edeceğiz? Aynaya bakıp güzelliğini sorgulayan kraliçelerin, cadıların yerlerini ne zaman göl suyundan abdest alarak aya bakıp semaya avuç açan Anadolu insanı alacak? Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler ile mi yoksa Keloğlan’ın masalları ile mi geçmiş tasavvurumuzu tazeleyeceğiz? Cadıları, uçan süpürgelerle mi yoksa sinirlendiği zaman bindikleri kara küplerle mi aktaracağız çocuklarımıza? Bize ait olanı öteleyerek, dışımızdakileri içselleştirerek kültür kodlarımıza ihanet ediyoruz. Güzelliği Afrodit’te, gücü Zeus’ta görenlerin değil; yardımı Hızır’da, kuvveti Basat’ta gören çocukların elinde yükselecek bu ülke.

Bu minvalde yayınevlerinin üzerine düşen çok fazla vazife var. Boratav’ın, Cem Güney’in kitaplarındaki masalları, çocuklara onların dilinden ve kurgu dünyasından uyarlamalılar. Bu işi yaparken de maddi değil manevi bir itici güce sahip olmaları şart. Yoksa ortaya yine çocukların anlayamayacağı, onların hayal dünyalarına hitap etmeyen çalışmalar çıkacaktır. Gölgelerin gücüne değil, mutlak olanın gücüne dayanan fikir dünyalarını inşa etmek adına masalla kalın…

Ömer Ünal

Bu yazı daha önceden bilimdili’nde yayınlanmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder