Ülkü Tamer’in kitaplarına girmemiş şiirleri “Lucia” adıyla Karakum Yayınevi tarafından neşredildi.

Ülkü Tamer’in kitaplarına girmemiş şiirleri, Karakum Yayınevi tarafından Türk edebiyatına kazandırıldı. Lucia adıyla raflarda yerini alan bu eser Ülkü Tamer’in şiir her zaman yeniden başlar dizelerinin somutlaşmış bir hali. 

Okuyucu Lucia ile Tamer’in 1950’li yıllardan 1970’lere değin poetik yönelimlerini bir bir görmüş olacak.

Tamer’in dizelerini okuyanlar bu sefer daha da büyük bir hazla büyük bir şairin, şiirleri üzerine nasıl “kafa yorduğuna” ve bir karınca gibi nasıl “çalıştığına” şahit olacaklar. 

Ülkü Tamer’in dizelerine daha da vakıf olabilmek için okurun şairin define haritasını elinden bırakmaması gerekiyor.

Lucia kitabı da Ülkü Tamer’i daha iyi anlayabilmek adına keşfedilen yeni bir harita olma hususiyetine sahip.

Mustafa Duman’ın “Türk Halk Anlatmalarında Olumsuz Tipler” kitabı Karakum Yayınevinden çıktı.

Türklere ait mit, destan ve halk hikâyelerindeki kötü karakterleri daha yakından tanımak ister misiniz? Karakum Yayınevi, Türklerin kötülüğü algılama biçimini ortaya koyan yayınlarına Dr. Mustafa Duman’ın Türk Halk Anlatmalarında Olumsuz Tipler –Mit, Destan, Halk Hikâyesi- kitabıyla devam ediyor. Türk dünyası halk anlatmalarındaki olumsuz karakterlerin mercek altına alındığı bu çalışma, kötülüğün temsilcisi konumundaki karakterlerin tipolojisini ortaya koyuyor. Takip edilen yöntem, özgün inceleme modeli ve olumsuz karakterlerin ilk kez bütüncül olarak ele alınması kitabı şimdiye kadar yapılan çalışmalardan ayırıyor. Eser; yaratılış mitlerinden yok oluş anlatmalarına, destanlardan aşk hikâyelerine Türk halk anlatmalarındaki kötüleri ilgili okurlarla buluşturmak için raflardaki yerini alıyor. Editörlüğünü Ömer Ünal'ın üstlendiği, Haydar Barış Aybakır'ın yayına hazırladığı bu değerli çalışma, halk bilim alanında çalışma yapan akademisyen ve öğrenciler başta olmak üzere Türk masal, mit, efsane ve destan dünyasına ilgisi olan herkese fantastik bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Kitabı incelemek ve temin etmek için:
https://www.karakumkitap.com/urun/turk-halk-anlatmalarinda-olumsuz-tipler-mit-destan-halk-hikayesi/

Edebiyatımızın ilk bilim kurgu romanlarından biri: Mösyö Elektrik

20. yüzyılın henüz başında yazılmış, belki de edebiyatımızın ilk bilim kurgu romanlarından biriyle tanışmaya hazır olun. Karakum Yayınevi Türk Klasikleri Serisi, edebiyatın bilim dallarıyla olan dolaylı ilişkisinin aslında bu bilim dallarının ortaya koyduğu ürünlerin yapı taşı olduğunu kanıtlayan bir eserle karşınıza çıkıyor: “Mösyö Elektrik”. Ünlü Coğrafyacı Faik Sabri Duran’ın müstearı Ahmet Faik imzasını taşıyan bu eser, elektrik teknolojisinin henüz hayatımızda yer edinemediği bir dönemde elektrikli ev aletlerini, arabaları ve trenleri hayatımıza sokuyor. Romanın başkahramanları Mösyö Elektrik ve Alaaddin Bey’in macerası yüzyıl önceki teknoloji algısını da başarılı bir şekilde yansıtıyor. Eser yazıldığı dönemde sansürlense de 117 yıl sonra Dr. Tayfun Haykır’ın editörlüğünde Hasan Bahadur’un Latin harflerine ve günümüz Türkçesine aktarımıyla raflardaki yerini alarak okuyucusuyla buluşacağı zamanı bekliyor.

Yeşim Taşı Efsanesi: Türk Mitolojisini Merkeze Alan Fantastik Roman Raflarda

Ömer Ünal tarafından kaleme alınan, editörlüğünü Seçkin Sarpkaya’nın üstlendiği ve Haydar Barış Aybakır’ın yayına hazırladığı “Yeşim Taşı Efsanesi” serisinin ilk kitabı “Karanlık Dünya’ya Yolculuk” raflardaki yerini aldı. Okuyan herkesi gizemli bir yolculuğa çıkartan kitap, semboller üzerinden gerekli sosyal iletileri de okuyucusuna oldukça sürükleyici bir dille aktarmayı başarıyor.

Karakum Söyleşileri 5 - “Çatışma alanlarındaki tecrübelerin gelecek nesillere aktarılması önemlidir.” Yusuf Özer

Söyleşen: Birce Yazıcı

Çalışmanın temel amacı, bilime, topluma ve askeri/sivil karar vericilere katkı sağlamaktı. Bu kapsamda kitabımda yaşanmışlıkları dile getirmeye çalıştım. Doğruları ve yanlışları objektif bir gözle inceleyip aktarmayı hedefledim. Örneğin; Afganlıların düğünlerinde havaya ateş etmelerinin çatışma şeklinde algılanması nedeniyle, düğünlerinin uluslararası askeri güçler tarafından kan gölüne çevrilmesini önemli bir sorun olarak gördüm. Bu tür dramların tekrar yaşanmaması adına “Kültürel İstihbarat”ın çatışma alanlarında dikkate alınmasını yüksek bir tonda seslendirmeye çalıştım.