Söyleşen: Birce Yazıcı
Bulgar komitacılarının Balkan Savaşları’nda yaptıkları vahşetleri
herkes bilmeli. Nasıl vahşice büyüklerimizin katledildiğini bütün Türk dünyası
öğrenmeli. Bu sebeple bu bölümü daha bir itinayla oluşturdum. Şunları da
eklemeliyim ki; uygulanan vahşeti insanların görüp de intikam hırsıyla
dolmasını istemem. Biz sadece bize yapılan mezalimi bilelim; bu
farkındalığımızı akılcı ve çağdaş yaklaşımla geliştirelim.
- Kısaca kendinizden ve kitabınızdan bahseder misiniz?
1989 Yılında İstanbul’da dünyaya
geldim. İlk ve orta öğretimimi doğduğum şehirde, lisans ve Yüksek lisans
eğitimlerimi ise Trakya Üniversitesi’nde tamamladım. Kitabın oluşum safhası
aslında çok öncelere kadar gitmekte. Ailem Balkan göçmeni olduğundan aile büyüklerimin
anlatılarından kaynaklı informal bir Balkan eğitimi aldım. Üniversite
yıllarımda bu eğitimim formal hale geldi. Balkan Savaşları’nda ve
Balkanlar’daki çete muharebelerinde şehit olan aile büyüklerimi ettiğim merak
ve profesyonel manada araştırma metodları bir araya gelince aslında ortaya
Osmanlı’da Terör isimli çalışmam çıktı. Başlarda amacım sadece Bulgar
çetelerini araştırmaktı fakat bu çetelerin birkaç başıbozuktan ibaret
olmadığını, sistemli ve planlı komite erbaplarından oluştuğunu fark edince
araştırmamı daha da derinleştirdim. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin dahi bu
örgütlenmeyi örnek aldığını gördüm. Bütün bu araştırmalarım sonucunda ise
alanında ve ilgili literatürde başucu kaynağı olabilecek bir eser vücuda
getirdim.
- Çalışmanızla neyi amaçladınız?
İlk amacım aslında kendisi de bir
Türk komitacısı olan ve Bulgar çeteleriyle girmiş olduğu müsademede şehit düşen
ikinci kuşaktan dedem Kara Yusuf’un gösterdiği kahramanlık mücadelesini, ismini
kütüphanelerde yaşatmak istedim. Zaten kitabı ilk açtığınızda ilk dikkat çekici
cümle şudur; “Kendisi de bir Türk komita lideri olan ve Bulgar komitacılarıyla
Ustrumca’da girmiş olduğu müsademede şehit düşen büyük dedem “KARA YUSUF”
anısına” Kısa vadedeki amacım buydu. Uzun vadede ise Bulgar çeteleri konusunda
literatürdeki açığı kapatmak diyebilirim.
- Yazarlığınızı yönlendiren, eserlerinize yön veren siyasi, sanatsal ya
da ahlaki idealleriniz var mı? Bu anlamda sizi çalışmalarınızda motive eden
nedir?
Aslında hiçbir siyasi düşünce
beni çalışmam konusunda etkilemedi. Yalnız 6 yıllık çalışmamın eseri olan bu
kitabımı hazırlarken İttihat ve Terakki Cemiyeti mensuplarının idarenin noksan
yönetiminden kaynaklı açığı kapatmak konusundaki özverileri beni İttihatçı
düşünceye biraz daha yaklaştırdı. 1908 Öncesi İttihatçı düşünce eğer bir siyasi
unsur sayılıyorsa; bu düşünceye kapıldığımı söyleyebilirim. Fakat bu durum
yanlış değerlendirilmesin. Abdülhamit yönetiminin de takdir ettiğim hususları
vardı.
Eserin oluşumunda beni en çok
motive eden unsur; Balkanlar ve Türkler uğruna canını feda edip şehit olan
büyük dedemin anısını yaşatacak olmamdır.
- Eserinizi vücuda getirirken hassasiyet gösterdiğiniz hususlar
nelerdir? Bilhassa dikkat ettiğiniz neydi?
Eseri baştan sona aynı
hassasiyetle vücuda getirdim. Tabiri caizse ilmek ilmek dokudum. Eğer bir
şeylere hassasiyet göstermediysem o da uykumdur. Ancak hakkını yememeliyim aynı
hassasiyeti gösterip en çok dikkatimi verdiğim bölüm ise Bulgar komitacılarının
Balkan Savaşları’nda yaptıkları vahşetlerdir. Çünkü bu bölümü herkes bilmeli,
nasıl vahşice büyüklerimizin katledildiğini bütün Türk dünyası öğrenmeli. Bu
sebeple bu bölümü daha bir itinayla oluşturdum. Şunları da eklemeliyim ki;
uygulanan vahşeti insanların görüp de intikam hırsıyla dolmasını istemem. Biz
sadece bize yapılan mezalimi bilelim; bu farkındalığımızı akılcı ve çağdaş
yaklaşımla geliştirelim.
- Eser verdiğiniz alanda karşılaştığınız sorunlar veya eksiklikler
nelerdi? Sizin çalışmanız bu sorunların çözümünde veya eksikliklerin
giderilmesinde katkı sunabildi mi?
Yukarıda da zikrettim, bu konu
üzerine ilgili literatürde eksiklikler var. Bu eserle bahsedilen eksikliğin
giderildiğini düşünüyorum. İnsanlar neymiş bu Bulgar çeteleri dediğinde bu
kitabı okumaları akıllarındaki tüm soru işaretlerini kaldırır. Ancak kitap bazı
kaliteli okuyucular için yeni soru işaretlerini de beraberinde getirecektir. Bu
yeni soru işaretleri için de yayın konusunda yeni çalışmalar
gerçekleştiriyorum.
- Kitabınız yayımlamadan önceki emek sürecinden bizlere bahseder
misiniz?
Yıl 2012-13 çeteler konusuna bir
yönelimim vardı. Konuyla alakalı bana en büyük cesareti veren kişi de tanıdık
bir isim olan Mehmet Berk Yaltırık. Hala kendisine danışır ilgilendiğim konular
hakkında fikrini alırım. Zira Yaltırık’ın süzgeci benim için çok önemlidir.
Karar verdikten sonra ise kaynak toplama süreci başladı. Bir şeyler karaladıkça
yeni kaynaklar karşıma çıktı. Osmanlı arşivlerine kaç kere gidip geldiğimi
saymıyorum bile...
- Yazar olarak, Karakum Yayınevi ile çalışmaya nasıl karar verdiniz?
Karakum Yayınevi kendileriyle
tanışmadan evvel yayınlarını sıkı takip ettiğim bir kuruluştu. Yeni ve kaliteli
kitap basan; alanında büyük bir gelişme göstereceği aşikâr olan bir yapı olduğu
belliydi. Bu gelişmeye benim de katkı sunmam bana her daim gurur verir.
İlerleyen süreçte de Karakum’un gelişimine katkı sağlamaya her daim varım. Bir
yazar için Karakum ayrıcalıklı bir yayınevidir.
- Bir yazar olarak yayınevi seçiminin çalışmanıza ne şekilde katkı
sağladığını düşünüyorsunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder