
1989 Bulgaristan Türklerinin Göç Hikayeleri

Karakum Söyleşileri 2 – “İnsan için en büyük anlam kaynağı çocuklukta yatıyor.” Yağız Gönüler
Söyleşen:
Birce Yazıcı
“İdeal
denen şeyin sürekli değiştiğine inanıyorum naçizane. Çünkü insan yaşadıkça ve
öğrendikçe hem nasıl daha güzel yaşayabileceğini düşünüyor hem de ne kadar
eksik olduğunu kavrıyor.”
- Kısaca kendinizden ve kitabınızdan bahseder
misiniz?
Oldukça karlı bir kasım gününde İstanbul’da doğmuşum.
Doğdum doğalı da başka bir şehirde yaşamadım. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi
farklı semtlerde okumama rağmen, doğduğum semt Kocamustafapaşa bende en çok
etkiyi bırakan yerdir. Yaş aldıkça, oranın eski iklimine hasret duyuyorum.
İhtiyarların söz sahibi olduğu, yol gösterdiği, gençlerin bu kadar tembel ve
bezgin olmadığı zamanları… Özellikle yirmili yaşlarımdan sonra neyle daha fazla
ilgilendiysem, bunda çok sevdiğim Fatih’in yeri var. Tarihi de tasavvufu da
edebiyatı da orada sevdim çünkü. Sonra yanına müziği ve mimariyi de ekledim. Bu
da insanın ömür sürdüğü hayatı daha anlamlı kılmasına vesile oluyor. Derken bir
gün, insan için en büyük anlam kaynağının çocuklukta yattığını düşündüm. Bu
alanda epey fazla kitap okudum, insanlarla konuştum. Neticede ortaya “Unuttun
Ama Çocuktun” çıktı.
Karakum Söyleşileri 1 – “Türk olmak beraberinde büyük bir sorumluluk da getiriyor.” Gülbahar Kurtuluş
Söyleşen:
Birce Yazıcı
“Yaşanan
bu göçün ardından otuz yıl geçti fakat yaşananlar, ilk günkü gibi zihinlerde
tazeliğini korumaktadır. Yakın tarihimizde yaşanan bu acı olayın unutulmaması
ve bahsi geçen zaman aralığında neler yaşandığını gözler önüne sermek en önemli
amaçlarımdan biriydi.”
- Kısaca
kendinizden ve kitabınızdan bahseder misiniz?
Elbette. 1989 yılının Haziran ayında Bulgaristan’ın
Hasköy (Haskova) şehrinden İzmir’e göç etmiş Bulgaristan göçmeni bir ailenin
ferdi olarak Temmuz 1989’da İzmir’de doğdum. 2017 yılında Ege Üniversitesi Türk
Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalında Prof. Dr. Turan
Gökçe’nin danışmanlığında "1989
Bulgaristan Göçü: Bornova Örneğinde Sözlü Tarih Çalışması" adlı yüksek
lisans tezimi tamamladım. Yüksek lisans eğitiminin ardından aynı bölümde
doktora çalışmalarına başladım. 2018-2019 yılları arasında Bulgaristan’ın Sofya
kentinde bulunan Yeni Bulgaristan Üniversitesi (New Bulgarian University) Siyasi
Bilimler Bölümünde Doç. Dr. Mihail Ivanov danışmanlığında akademik çalışmalarımı
sürdürdüm. Hâlâ Ege Üniversitesi Türk
Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit danışmanlığında
doktora çalışmalarımı Bulgaristan’da ve İzmir’de sürdürmekteyim.
2017’de kaleme aldığım yüksek lisans tezimi, 2019 yılında “Bulgaristan Türklerinin Göç Hikâyeleri:
Bir Sözlü Tarih Denemesi” adıyla kitaplaştırdık.
Turuncu Hüzünler - İsmet Emre
Günlük hayatta karşılaştığımız ve
karşılaşacağımız birçok meseleyi farklı bir dille masaya yatıran yazar
ilişkilerin doruk noktasında kriz yaşanılması doğaldır derken aslında yazdığı
metinin çarpıcılığından bahsediyor. Evet eserde tam bir meseleyi çözüp rahata
erecekken bambaşka bir meselenin ağırlığıyla yakalıyor yazar yakamızdan.
Aştan bahsediyor, yıldızdan,
kederden, sevgiden, gurbetten, vuslattan, öfkeden, sükûnetten, ölümden,
türküden, melankolik sancılardan..
İki yıldızın astronomik hayatı,
birbirinde kaybolmuş iki aşığın haline benzetilir eserde. Zira bir yıldız diğer
yıldıza baka baka varlığını unutur ve onun gökyüzü olur. Kendi yok olur, aşk
doğar.
Barbar Kentler Dost Şehirler - Semih Akşeker
Barbar Kentler Dost Şehirler
kitabı; Karakum Yayınevi etiketiyle raflardaki yerini aldı. Çalışmada,
kentlerin geçmişine doğru iz sürüyoruz. Önce köyleri, sonra mezraları ve
nihayetinde mağaralara ulaşıyoruz. Peki ya öncesinde neler vardı sorusunu da
sormadan edemiyoruz.
İşte tam da bu noktada, Barbar
Kentler Dost Şehirler kitabı ile karanlık kentlerin dehlizlerinde bir yandan
sermaye kurbanlarının çığlıklarına şahit olmaya bir yandan da mağaradan
öncesini arayamaya doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.
Semih Akşener imzasını taşıyan
kitap, kulaklarımıza ilk olarak şunu fısıldıyor: “Hiç bir kent bakir doğmadı.
Uygarlıkların göbekleri kanla göz yaşı ile kesildi.”
Anadolu'nun Kronikleri Raflardaki Yerini Aldı
ANADOLU’NUN
KRONİKLERİ
Epik ve Menkıbevi
Destan Dünyasına Giriş
M. Olgay Söyler
M. Olgay Söyler'in kaleme aldığı
Anadolu'nun Kronikleri kitabı, Kasım 2019'da raflardaki yerini aldı. Karakum
Yayınevi etiketiyle yayımlanan kitapta, Türklerin eski inanç sistemlerinin
günümüze yansımalarını ve şaman-evliya motifi arasındaki devamlılığın izlerini
görebiliyoruz.
Anadolu'yu mayalayan evliyaların
yaşam öykülerini, onların bu topraklara ektikleri hayat tohumlarını okurken
geçmiş ile günümüz arasında kısa bir yolculuğa çıkıyoruz. Anadolu'nun epik ve
menkıbevi dünyasını şekillendiren inanmalar, fikirler hangileriydi? Şamanlar
ile ozanlar arasındaki kopmaz bağlar nelerdir? Kitap, işte bunlara benzer
nitelikteki soruların cevaplarını içerisinde barındırıyor. Ayrıca okurlarına Sarı
Saltık Gazi, Battal Gazi ve Danişmend Gazi'nin hayatlarına dair daha önce
hiçbir yerde yazılmamış bilgiler sunuyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)