Destan dediğimiz şey, sözlü anlatı geleneğinin bir diğer
ayağı. Tıpkı masallar gibi. Bir şeyi yazılı da olsa sözlü de olsa anlatır,
aktarırken ya bir yerden etkilenmiş oluyoruz ya da birilerini etkiliyoruz. Her
biçimde bir etkileme/etkilenme durumu kaçınılmaz. Dünya coğrafyasında her
türden anlatı geleneğinde bu birbirinden etkilenme, beslenme durumu görülür.
Sözünü ettiğimiz olay geniş kapsamlı araştırmaya müsait,
uçsuz bucaksız bir veri yumağı konumunda. Biz olaya Türk destanları
penceresinden bakacağız. Bunu yaparken de birçok yazarı etkilemiş ve bir hayli
kitapta izler bırakmış Kalevala destanından kıyaslama kısmında faydalanacağız.
Sözünü ettiğimiz konuyu Dr. Ali Osman Abdurezzak, Türk Destanlarından Kalevala
Destanına adını verdiği kitabında bir hayli derin bir biçimde ele alıyor.
Benzerlikler
Kitap giriş bölümünü hariç tutarsak iki bölümden mürekkep.
Bunlardan ilki Türk destanları ile Kalevala destanı arasındaki benzerlikler
üzerine odaklanıyor. Burada sözü edilen iki anlatı kaynağı, efsaneler bütünü
benzer yönleri itibariyle bir hayli uzun soluklu ve detaylı olarak incelenmiş
durumda. Tez olarak yazıldığı için bilimsel anlamda güvenilir dipnotlara sahip,
oldukça doyurucu metinler içeriyor. Zaten bu durumu kitabın bütününde hissetmek
pekala mümkün.
Benzer noktalar kısmından devam edelim. Bu bölüm yaratılış
mitolojilerinin karşılaştırılması ile başlıyor diyebiliriz. İki kaynakta da
göksel dünya, orta dünya ve yeraltı dünyası olarak üç dünyadan bahsediliyor.
Bunlardan ikincisi insanların ve diğer canlıların yaşamlarını devam
ettirdikleri dünya. Yani başlarından geçenleri kayda alan taraf. Göksel dünya
destanlarda ve Kalevala’da -tıpkı diğer mitolojilerde olduğu gibi-
tanrının/tanrıların mekanı olarak dillendiriliyor. Yeraltı ise Türk
destanlarında Erlik’in hakimiyet alanı olarak anlatılıyor. Her şeyin hakimi
Ülgen bu dünyanın kontrolünü Erlik’e bahşediyor. Kalevala kısmında ise
Vainamöinen’in -Kalevala’nın ana karakteri diyebiliriz- yeraltı diyarına
yaptığı yolculuğun bahsi geçiyor. Anlatılan olaylar ile çeşitli Türk
destanlarından verilen örnekler ışığında yazar bu kısımda karşılaştırmalı
olarak iki anlatı örneğini ele alıyor.
Devam eden kısımlar daha detaylı olarak alt başlıklar halinde
yazılmış. Misalen hayvan mitleri kısmında attan boğaya geyikten kartala kadar
çeşitli hayvanların mitoloji ve destanlarda ne gibi rollerde karşımıza çıktığı
anlatılmış. Benzerlikler ana başlığı sosyal hayat, büyü, karakter tipleri gibi
alt başlıklar ile birlikte kitabın ağırlık noktasını oluşturmuş durumda.
Baktığımız zaman coğrafya olarak birbirine yakın olduğu düşünülebilecek söz
konusu anlatılar karşılaştırma anlamında çok fazla benzerliğe sahip. Burada
detay vermekten ziyade okuyup görmek daha yerinde olacaktır. Zira kesinlikle
her başlık ciddi birer araştırma ürünü. Bahsettiğimiz benzerlik olayının
kuşkusuz insan hareketinin daimi oluşu -kıtlık ya da savaş sebebiyle yapılan
göçler gibi- belirleyici unsur. Bu vesile ile sadece kişiler değil zihinlerde
hareket ediyor ve daha fazlasını anlatıp dinliyor. Dr. Ali Osman Abdurrezzak,
tabiri caizse metinlerin altından girip üstünsen çıkmış ve hakkını vere vere
araştırmalarını kağıda dökmüş.
Peki Ya Farklar?
Birbirine benzeyen noktalar olacağı gibi kuşkusuz farklı
anlamlarda yorumlanmış, kayda geçirilmiş durumlarda mevcut. Ancak oran
anlamında çok da fazla olmadıkları ya da dikkate değer çoğunlukta olmadıklarını
görüyoruz. Sebepleri arasında mevcut yaşam şartları altında belli coğrafi
bölgelerde en küçük doğa olayının bile aynı inanca yorulmuş olduğu
düşünülebilir. Dini inanç sistemlerinde, özellikle semavi dinlerde meydana
gelen benzerlikleri akla getirmek bu duruma bir nebze de olsa netlik
kazandıracaktır.
Bu bölümün başlangıcı için “kozmik yumurta”
düşüncesini/mitini ele alabiliriz. Dünyanın farklı coğrafyalarında da rastlanan
bu anlatıya göre yaşam, bir kuş tarafından -bu genelde ördek olarak anılmış-
okyanusun ya da “suyun” ortasında bırakılmış yumurtalar ile başlıyor. Bunların
bir kısmı insanı, geriye kalanları ise diğer canlıları muhteva ediyor. Bu durum
Kalevala içinde geçerli. Kozmik yumurta burada da dile getirilmiş. Türk
destanlarında ise gerek mitik zaman algısı gerekse inanç kaynaklı olarak
yaşamın Ülgen aracılığı ile direkt olarak insan kaynaklı olarak başladığına
dikkat çekilen anlatılar mevcut. Yumurta miti ile birlikte bu mitte
anlatılagelen ve anlatıldığı bölgeye göre doğruluğu kabul edilen gelen bir
durum. İki durumda da insan ve yaşam için okyanus ya da suyun seçilmiş olması
dikkat çeken bir nokta. Yaşamın suyun yani H2O dediğimiz kimyasal dizilimin
oluştuğu yerde başladığı düşüncesi bu destanların anlatıldığı zamandan beri
değişmeyen bir durum. Zira gözlerimizi diktiğimiz uzayda dahi su nerede diye
gezegen ve uydu kovalamıyor muyuz.
Farklılık başlığı için devam edildiği zaman karakter tipleri
konusunda iki ayrım göze çarpıyor. Bunlardan merkez kahraman tipi diğer ise
trajik tip. Bunun dışında genel olarak aynı tipte karakterlerin başından geçen
ve sebep oldukları anlatışlar ortak noktalar. Kitabın bütününde ikincil
derecede öneme haiz olduğunu düşündüğüm bu bölümde ele alınan farklılar,
destanların anlatıldığı dönemler arası farklardan ileri geliyor. Zaman kavramının
insanın kendisini ve doğayı anlaması üzerindeki yadsınamaz etkisi burada
kendisini ortaya koyuyor. Yoksa geneli itibari ile kitabın konusunu oluşturan
iki tarafta benzer özellikler sergileyen derlemeleden oluşuyor.
Başka
Dr. Ali Osman Abdurrezzak, oldukça detaylı bir kitap ile
mitolojik araştırmalara meraklı, ilgili okurun karşısına çıkıyor. Türk dünyası
ve geçmiş zaman ait anlatıları konusunda teknik açıdan zengin, karşılaştırmalı
ve güvenilir kaynak arayan okur için oldukça iyi bir alternatif. Yukarıda
bahsettiğim gibi tez olarak yazılmış olması, yazım dili açısından okuma
noktasında bir nebze zorlayıcı olsa da sebat eden okuyucu için güzel bir okuma
olacaktır. Karakum Yayınları bu kitap ile birlikte Türk kimliği adı altında
yayınladığı bir diğer başarılı araştırma kitabını piyasaya sürmüş oldu.
İlgililere duyurulur efendim.
Zülfikar Yamaç
·
Bu
yazı daha önceden https://kahramangiller.com/
internet sitesinde yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder